Teknotra

İlk nesli 2005 yılında Steve Jobs tarafından tanıtılmış olan iPod nano serisinin 3. modeline merhaba deyin. Evet, bu videoda bir medya oynatıcısını konuşacağız. Tasarımı ve özellikleri ile hepimizce tanınan ve Apple’ın bu günlere gelmesinde çok büyük rol oynayan iPod Nano serisinin 2007’de tanıtılan modelini konuşacağız. İşte karşınıza iPod Nano 3. Nesil !

Cihazı Tanıyalım

5 Eylül 2007 yılında tanıtılan 3. nesil iPod Nano önceki nesillerine göre çok daha geniş bir tasarıma sahipti. 1. nesil iPod Nano’dan ülkemizde daha çok bilinen bir modeldi. Çünkü özellikleri nedeniyle bir çok kişi bu iPod’dan sahip olmak istedi ancak bu iPod’un diğer markaların cihazlarına göre çok pahalı olduğunu unutmamak lazım.

2007 yılında taşınabilir müzik oynatıcı pazarında Apple kesinlikle altın çağını yaşıyordu. Baktığımızda video oynatma gibi pazardan beklenen özellikler de bu cihazda bulunuyordu.

iPod Nano serisi, Apple iPod ailesinin en çok satan alt üyesiydi. 3. nesil iPad Nano da bu başarıyı devam ettirebilmişti. 2007 yılı içerisinde marka toplamda 52 milyon iPod satışı gerçekleştirdi ve 3. nesil iPod Nano bu başarının çok büyük bir parçasıydı.

iPod ailesi ile eşleşmiş olan dinamik reklam filmini bu cihaz ile birlikte gördük. Apple, bu cihazı pazarlarken genç kesime oynamıştı. Marka, bu cihaz pazarlarken sadece bir medya oynatıcı değil de aynı zamanda stil ve teknoloji sembolü de pazarlıyordu.

Kutu İçeriği

Bu şekilde plastik kutular artık çevreyi koruma adı altında kaybolup gittiler. Aslında bu kutuları severdim çünkü kutu içerisindeki cihazı rahatça görebilirdik. Kutunun üst kapağı zamanla çizilirdi ancak bu kabul edilebilir bir şey.

Kutunun alt tarafında cihaza ait özel bilgiler ve bazı sertifikaların logoları bulunuyor. Kutunun sağ ve sol tarafında Apple logosu ile birlikte iPod Nano yazısı bulunuyor. Kutunun üst tarafında ise cihazın saklama alanı bilgisi yer alıyor. Kutunun arka tarafında ise kutu içeriği ve cihazın çalışabilmesi için gerekli olan bilgisayar sistem gereksinimlerini görebilirsiniz.

Kutu açtığımızda o güzel tasarımıyla iPod Nano bizi karşılıyor. Cihazı bir kenara koyduğumuzda kartondan kapaklı bir yapı bizi karşılıyor ve karşımızda hepimizin tanıdığı o Designed by Apple in California yazısı var. Bu yazının altında 30 pinli USB 2.0 kablosu ve kulaklıklar bulunuyor.

Tasarım

Bir önceki nesil iPod Nanolara göre biraz daha farklı bir tasarım dilindedir bu cihaz. Önceki nesil iPod nanolar ince ve uzun bir yapıdayken 3. nesil iPod nano geniş ve kısa bir tasarıma sahiptir. Bu sayede önceki nesillere göre ekranda büyüme sağlanabilmiştir.

iPod Nano 3. nesil modeline karşıdan baktığımızda alüminyum bir plakaya bu cihaz sahip. Aynı zamanda 2 inç büyüklüğünde QVGA yani 320×240 piksel çözünürlükte bir ekran bu cihazda bulunuyor. Bu ekran, o dönemde herhangi bir Apple ürününde bulunan en yüksek piksel yoğunluğuna sahip ekrandı.

Ekranın altında iPod’u iPod yapan kendine has kontrolcüsü bulunuyor. Bu kontrolcünün adı bu arada click wheel’dir. Kontrolcüyü çevirerek menülerde yukarı – aşağı gezinmek mümkün. Orta tuş ile istediğiniz menüsü ya da kaydı seçebilir Menu tuşu ile de geri gelebilirsiniz. Bu kontrolcü açık olan uygulamaya göre farklı görevleri de üstlenmektedir.

iPod’un arka tarafında paslanmaz çelik plaka bulunmaktadır. Maalesef bu plaka zamana bağlı olarak çizilmiştir. Bu plaka üzerinde Apple logosu, iPod logosu, iPod’un saklama alanı büyüklüğü, cihaz hakkında bilgiler ve bazı sertifikaların logolarını görebilirsiniz.

iPod’un alt tarafında kulaklık girişi, 30 pinli bir çoğunuzun unuttuğu USB girişi ve iPod’u bekleme moduna almak için bir anahtar bulunuyor. Bu anahtar bir önceki iPod Nano’nun anahtarından farklı bir yapıya sahiptir.

Geniş gözüken bu iPod Nano aslında videolarda ne kadar geniş gözüküyor fakat sandığınız kadar büyük bir cihaz kesinlikle değil. Genişliği iPhone 4S’ten biraz daha dar ve yüksekliği ise iPhone 4S’in neredeyse yarısı kadar diyebilirim. Kesinlikle ve kesinlikle kalın bir cihaz veya ağır bir cihaz değil.

Gri, açık mavi, açık yeşil, kırmızı, pembe ve siyah renk seçeneklerine sahip.

Kulaklıklar konusunda çok yorum yapamayacağım. Apple’ın o dönemler kullanmış olduğu klasik kablolu kulaklıklar bunlar. Ses kalitesi günümüz modelleri ile karşılaştırılamayacak kadar kötüler. Özellikle de bu kulaklıklar gibi yıllarda kullanılmış olanlar.

Özellikler

4 GB ve 8 GB dahili saklama seçenekleri ile 3. nesil iPod Nano karşımıza gelmişti. Video içerisinde görmüş olduğunuz model 4 GB dahili saklama alanına sahip olan modeldir. Tahmin edeceğiniz üzere herhangi bir hafıza kartı desteği bu cihazda bulunmamaktadır. 4 GB versiyonu yaklaşık 1.000 şarkıyı depolama hafızasında saklayabiliyorken 8 GB versiyonu 2.000 şarkıyı saklayabilmekteydi. Pil, ses oynatmada yaklaşık 24 saat ve video oynatmada yaklaşık 5 saat dayanıyordu. Tahmin edeceğiniz üzere artık o kadar dayanmıyor çünkü pil yıllara yenik düşmüş.

Açıkçası bu medya oynatıcıda benim beğendiğim bir arayüz tasarımı bulunuyor. Ekranın sol tarafında menüyü görebiliyor ekranın sağ tarafında menüde seçili olan nesne hakkında detayları görebiliyorduk. Bununla beraber arayüz tasarımının da eksi iPhone ikonlarını andırıyor olması beni çok mutlu ediyor.

iPhone’da bulunan iPod uygulamasını açıp ekranı yatay çevirdiğimizde albüm kapaklarını kaydırarak gezebiliyorduk. İşte cover flow denilen bu özellik ilk defa 3. nesil iPod Nano ile karşımıza gelmiştir.

iPod Nano sadece müzik oynatmıyor. Aynı zamanda video, fotoğraf, podcast ve oyun oynatabilmektedir. FM radyo desteği bu cihazda bulunmaktadır. Bu arada ilk defa video oynatma özelliğine sahip olan iPod modeli elimde görmüş olduğunuz bu cihazdır. Dahili takvim uygulaması sayesinde derslerimizi takip edebiliyorduk. Alarm desteği sayesinde zamanı da kaçırmıyorduk.

Ana menü ve müzik menüsünde görüntülenen menü seçeneklerini özelleştirebiliyor, ses sınırı seçebiliyor ve ekran zaman aşımı ile ekran parlaklığı ayarını değiştirebiliyorsunuz. Bu iPod’da harici bir hoparlör yok. Aslında var ama bu hoparlörden müzik dinleyemiyor sadece tıklama seslerini duyabiliyordunuz.

Doğal olarak ekolayzer ayarı ve dil ayarı gibi bazı ayarları bu cihaz üzerinden değiştirebiliyorsunuz. Bilgisayarınızdan bu cihaza kartvizit, takvim ve bir çok bilginin senkorizasyonunu yapabiliyordunuz.

Bu iPod’a sizin haricinizde bir kullanıcı erişim sağlayamasın isterseniz iPod’a parola koyabilirsiniz. Küçük bir özellik ama hayat kurtaracak bir özelliktir.

Bir Apple ürününden bahsediyorsak yazılım güncellemesi olmadan olmaz değil mi? iTunes üzerinden iPod’a yazılım güncellemesi yüklemek mümkündü. Cover Flow’da iyileşme, daha akıcı menü geçişleri ve hata düzeltmeleri için iPod Nano 3. nesil yazılım güncellemeleri almıştı.

Yorumlarım

Bir çok kullanıcı USB bellek mantığı ile çalışan medya oynatıcılara alışmıştı. Ancak iPod’un tarzı bu değildi. iPod, sizin iTunes kütüphaneniz ile eşzamanlı çalışmaktaydı. Kütüphanenizde olan medyaları iPod’unuz ile eşzamanlayabiliyordunuz. Kütüphanenizde olmayan bir dosyayı sürükle bırak ile iPod’a atamazdınız. Eğer tek dosya için bunu farklı bir bilgisayarda yapmaya kalkarsanız muhtemelen o bilgisayarın iTunes kitaplığı boş ise tüm şarkılarınız silinebilirdi.

Şu günlerde bu şekilde bir cihazdan müzik dinlemek biraz sorun yaratabilir. Çünkü bir çoğumuz mp3 arşivini hard disklere kaldırdık ve çeşitli müzik uygulamaları üzerinden müzik dinlemekteyiz. Bu cihaz şu günlerde kullandığımız müzik uygulamalarını desteklemediği için müzikleri sizin senkorize etmenizi bekleyecek. Kaçımızın mp3 arşivi güncel parçalara sahip ki?

Aynı zamanda bir çoğumuz kablosuz hoparlör veya kablosuz kulaklık üzerinden artık müzik dinliyoruz. Fakat 3. nesil iPod Nano’da Bluetooth desteği bulunmamaktadır. Bu sebepten dolayı kablosuz aksesuarları da desteklememektedir.

Creative, Sony ve çeşitli bir çok markanın bu sektöre ağırlık vermesini sağlayan ürün serisi şüphesiz iPod Nano serisidir. Apple’ın günümüze gelmesinde iPod Nano serisinin etkisi asla yabana atılamaz! Demek istediğim şey şu: Bu cihaz aslında bir medya oynatıcıdan fazlası. Teknolojinin bu güne gelmesinde etkisi çok olan bir cihaz. Bir çoğumuzun yol arkadaşı. Bir çoğumuzun ağlarken dinlediği şarkılara eşlik eden bir dert ortağıydı.