Bu sefer içimden geçen bazı duyguları dile getireceğim bir yazı yazacağım. Bu konsepte uyan yazı çok nadir yazıyorum. Zira bu tip yazıları tehlikeli buluyorum. Bu tip yazılarda duygularımı dile getirdiğimden dolayı bazı arkadaşlarım ile aram bozuluyor. Ancak duygularımı dile getirmekteki amacım toplum olarak bir yerler gelebilmektir. Nargile kafe içerisinde tüm akşamlarını geçiren dostlarım, eriyen nargile közleri değil sizin gençliğinizdir.
Nargile Kafe İçerisinde Vakit Geçirmek
Genç olarak her birimiz bizim jargonda boş vakit olarak adlandırdığımız şekilde vakit geçirmeliyiz. Boş yaparak kafamızı dağıtıyoruz ve ardından daha verimli bir şekilde derslerimize ya da işimize konsantre olabiliyoruz. Kimimiz bu boş yapmayı nargile kafede yapıyor kimimiz arabasını yıkayarak yapıyor kimimiz bisiklete binerek.
Nargile kafede geçirilen zamanın sağlıklı bir zaman olduğunu düşünmüyorum. Sonuç olarak orada bulunurken nargile içersek doğrudan sağlığımız ile oynuyor, içmezsek de dolaylı olarak sağlığımız ile oynuyoruz. Hadi arada bir gidip içenlere bir şey demiyorum. Vücudun her şeye az da olsa ihtiyacı vardır der geçerim.
Lafım dar kısa pantolon giyip havalı bir saat ile tüm akşamlarını nargile kafede “Kardeşim seri köz getir, yengenin boğazı yandı” diyenleredir.
Orada tüm akşamlar boş muhabbet yapacağınıza haftada 1 akşam evinizde kitap okuyun, yazılım bilmiyorsanız oturup YouTube ya da Udemy’den videolarını izleyin. Okuyun, araştırın ! Yazılım olmak zorunda değil bir şeylerde kendinizi geliştirin. Spor yapın, tüm akşamlarınızı orada geçirmeyin.
Bu ülkenin geleceği size ve bana emanet ! Ön kameraya duman üfleyerek hikaye atınca etkileyici olmuyorsun, güzel kardeşim.
Çocukluğumdan beri arabalara olan ilgim babam sayesinde başlamıştır. Araba manyağı seviyesinde bir ilgim var ancak bunu her ortamda dile getirmem. Teknolojiye ve bilgisayara olan ilgim kendimi tanımaya başladım başlayalı oldu. Şimdi ise kendimce kod yazabilen bir bilgisayar mühendisi olarak çalışıyorum.