Teknotra

Günde 4 ya da 5 kere içtimamız vardı. Bu durum o günkü nöbetçi komutanımız tarafından belirlenebiliyordu. Kurt komutanımız yat içtiması da alırdı ancak diğer komutanlarımız bunu pek almazlardı. Bu içtimaların ana görevi sayım yapmaktır. Kaçan ya da göçen var mı bunu görmektir ancak bazı özel içtimalar vardır bunların görevi vardır. Buna bir örnek olarak sabunlu içtima çok iyi bir örnek olacaktır.

Sabunlu İçtima

Başlık bile kendi başına gülmeye yeterli ama ben yine de biraz olayı size anlatayım. Tarih 3 Temmuz 2020, akşam yemeği sonrası içtima için sıraya girdik ve sıraların başında koliler içerisinde devlet tarafından gönderilmiş olan katı sabunlar vardı. Komutan:

– Arkadaşlar bu katı sabundur. Doğal, organik ve zeytinyağlıdır. Bu koronaya karşı iyi geliyor. Bunu cebinizde taşıyın. Kötü emelleriniz için kullanmayın, delmeyin !

Herkes gülüştükten sonra içinden 1 adet aldı ve sivil kıyafetini giymek için koğuşun yolunu tuttu. Millet bu sabun olayını ciddiye almadı. Bu sebepten dolayı o koliden sabun almadı veya bazı düşünceli kardeşlerim de ben kendi sabunumla geldim devletin verdiğini almayayım devletin parasına yazık günah diyerek sabunu almadı.

Biz yatakhanede dinlenirken bir haber geldi ve bir sonraki içtimanın yani yat içtimasının sabunlu olacağı bilgisi geldi. Biz zaten içtima nedir içtima düzeni nedir bunları tam anlamamışken sabunlu içtima denilince bir garibimize gitti.

İçtima için aslanların önüne gittiğimde gördüğüm manzara aynen şu şekildeydi:

Saat 21:30’u yani hava kararmıştı. 390 kişinin ağzında maske vardı. Çoğunlukla 20 – 30 yaşlarında erkekler ki aralarında 47 yaşında olan da vardı. Altlarında eşofman ya da şort (şort giymek yasak ama çaktırmayın) ve ayaklarında terlik ya da spor ayakkabı vardı. Hepsinin elleri havadaydı ve ellerinde sabun vardı.

Bu manzarayı ömrüm boyunca bir daha hiç bir yerde göremem ve bu manzarayı hiç bir zaman unutamam !

Hikayelerin devamı için Bedelli Askerlik Günlükleri yazı serisini takip etmeyi unutmayın.